Objective: The aim of this study was to investigate the relationship between complete blood cell count (CBC) parameters and pediatric recurrent idiopathic epistaxis. Material and Methods: The patient records of the children with epistaxis were retrospectively analyzed. The records of the patients with recurrent idiopathic epistaxis were included. Compete blood count results of the patients at of least two visits for epistaxis were retrieved from the hospital records. Mean platelet volume (MPV), red blood cell distribution width (RDW), platelet, hemoglobin, hematocrit, lympocyte, leucocyte, neutrophil to lymphocyte ratio (NLR) and platelet to lymphocyte ratio (PLR) levels of these patients were compared with age-matched and gender-matched controls. Results: A total of 153 patients had at least two visits with epistaxis and 107 of these were diagnosed with recurrent idiopathic epistaxis patients. There was no statistical difference in terms of age and gender between the groups. MPV, RDW, lympocyte levels were higher and platelet, hemoglobin, hematocrit, leucocyte, NLR and PLR levels were lower in recurrent idiopathic epistaxis patients. No statistically significant difference was detected between the groups according to the permutational non-parametric MANOVA (p>0.05). Conclusion: Complete blood count is one of the most common laboratory test for evaluation of epistaxis in children. Although MPV, RDW, NLR and PLR are easily measured as a part of the CBC, their importance in epistaxis is not adequately presented. MPV, RDW, NLR and PLR have been identified as markers of inflammation and associated with an ample amount of diseases. However in this study we have concluded that there was no association between CBC parameters and recurrent pediatric idiopathic epistaxis.

Amaç: Bu çalışmanın amacı, tam kan sayımı (TKS) parametreleri ile pediatrik rekürren idiyopatik epistaksis arasındaki ilişkiyi araştırmaktır. Gereç ve Yöntemler: Epistaksisi olan çocukların hasta kayıtları retrospektif olarak incelendi. Rekürren idiyopatik epistaksisi olan hastalar çalışmaya dahil edildi. En az iki kez burun kanaması nedeniyle başvuran hastaların TKS sonuçları, hastane kayıtlarından elde edildi. Bu hastaların ortalama trombosit hacmi (OTH), eritrosit dağılım genişliği (EDG), trombosit, hemoglobin, hematokrit, lenfosit, lökosit, nötrofil/lenfosit oranı (NLO) ve trombosit/lenfosit oranı (TLO) düzeyleri benzer yaş ve cinsiyetteki sağlıklı bireylerle karşılaştırıldı. Bulgular: Toplamda 153 hastanın epistaksis tanısı ile birden fazla başvurusu vardı. Bunlardan 107’si rekürren idiyopatik epistaksis tanısı almıştı. Gruplar arasında yaş ve cinsiyet açısından istatistiksel fark yoktu. Rekürren idiyopatik epistaksis hastalarında OTH, EDG, lenfosit düzeyleri yüksek, trombosit, hemoglobin, hematokrit, lökosit, NLO ve TLO düzeyleri düşüktü. Ancak gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark yoktu (p>0,05). Sonuç: Tam kan sayımı, çocuklarda epistaksinin değerlendirilmesinde en yaygın kullanılan laboratuar testlerinden biridir. Her ne kadar OTH, EDG, NLO ve TLO, TKS'nin bir parçası olarak kolayca ölçülse de, burun kanamasındaki önemi yeterince ortaya konmamıştır. OTH, EDG, NLO ve TLO, inflamasyon belirtiçleri olarak tanımlanmıştır ve birçok hastalıkla ilişkilendirilmiştir. Ancak bu çalışmada TKS parametreleri ile rekürren pediatrik idiyopatik epistaksis arasında bir ilişki olmadığı sonucuna varılmıştır.