Objective: In the diagnosis of parotid gland masses, various methods are available, with magnetic resonance imaging (MRI) being the most beneficial and preferred radiological modality by otolaryngology clinicians. This study aimed to examine the MRI characteristics of parotid gland masses and correlate them with surgical histopathology to establish the diagnostic value of preoperative imaging for accurate diagnosis and treatment planning of salivary gland tumors. Material and Methods: A total of 161 patients diagnosed with a parotid mass at our otolaryngology department between 2013 and 2023 were examined. The diagnostic capability of MRI was determined as sensitivity, specificity, accuracy, positive predictive value, and negative predictive value. Results: The sensitivity, specificity, and accuracy of MRI for diagnosing parotid malignancies were 71.4%, 92%, and 87.6%, respectively. Regarding specific types of lesions, the results for pleomorphic adenoma were 83%, 87.9%, and 86.3%; for Warthin's tumor, 85.4%, 91.5%, and 89.4%; for non-classified tumors, 65.1%, 90.7%, and 83.8%; and for non-neoplastic lesions, 80%, 100%, and 98.7%, respectively. Conclusion: MRI is significant in diagnosing parotid masses. Its identifiable specific findings increase the sensitivity and positive predictive value for pleomorphic adenoma and Warthin’s tumor. In the management of parotid gland lesions, the support of conventional MRI with other diagnostic procedures is still necessary.

Amaç: Parotis bezi kitlelerinin tanısında çeşitli yöntemler mevcuttur ve manyetik rezonans görüntüleme (MRG), kulak burun boğaz klinisyenleri tarafından en faydalı ve tercih edilen radyolojik yöntemdir. Bu çalışma, parotis bezi kitlelerinin MRG özelliklerini incelemeyi ve bunları cerrahi histopatoloji ile ilişkilendirerek tükrük bezi tümörlerinin doğru tanısı ve tedavi planlamasında preoperatif görüntülemenin tanısal değerini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Gereç ve Yöntemler: 2013-2023 yılları arasında kulak burun boğaz kliniğimizde parotis kitlesi tanısı almış 161 hasta incelendi. MRG’nin tanısal yeteneği, duyarlılık, özgüllük, doğruluk, pozitif prediktif değer ve negatif prediktif değer olarak belirlendi. Bulgular: Parotis malignitelerinin tanısında MRG’nin duyarlılığı, özgüllüğü ve doğruluğu sırasıyla %71,4, %92 ve %87,6 olarak bulunmuştur. Belirli lezyon türlerine göre pleomorfik adenom için sonuçlar %83, %87,9 ve %86,3; Warthin tümörü için %85,4, %91,5 ve %89,4; sınıflandırılmamış tümörler için %65,1, %90,7 ve %83,8; neoplastik olmayan lezyonlar için ise %80, %100 ve %98,7 olarak tespit edilmiştir. Sonuç: MRG, parotis kitlelerinin tanısında önemlidir. Özellikle pleomorfik adenom ve Warthin tümörü için belirgin bulguları, duyarlılığı ve pozitif prediktif değeri artırmaktadır. Ancak parotis bezi lezyonlarının yönetiminde konvansiyonel MRG’nin diğer tanısal prosedürlerle desteklenmesi hâlâ gereklidir.