Objective: The aim of this study is to examine the relationship between the use of masks, that have become almost part of our lives during coronavirus disease-2019 (COVID-19) pandemic, and bad breath (halitosis). Material and Methods: This study is based on a questionnaire conducted from April 1-May 1, 2021, among physicians, healthcare workers and their relatives in a tertiary center hospital. Results: A total of 778 individuals, comprised of 401 (51.5%) male and 377 (48.5%) female, were included in the study. Halitosis was present 394 (50.6%) of the all participants. Halitosis was present statistically higher in males than females (225 vs 169, p=0.002). The duration of the halitosis was statistically associated with not only the number of the diseases but also change in complaint of halitosis after started using mask (p=0.006 and p<0.001, respectively). The type of used mask had a strong association with the frequency of mask change (p=0.009). There was a strong relationship between the frequency of tooth brushing and frequency of mask change or starting/increasing complaint of halitosis after using mask (p=0.002 for both). Conclusion: Our study suggest that COVID-19 pandemic has a great impact on the awareness of halitosis. It also caused lifestyle changes of the individuals. More studies are needed to detect the effect of the halitosis after started using mask on quality of life.

Amaç: Bu çalışmanın amacı, koronavirüs hastalığı-2019 [coronavirus disease-2019 (COVID-19)] pandemisi sırasında hayatımızın neredeyse bir parçası hâline gelen maske kullanımı ile ağız kokusu (ağız kokusu) arasındaki ilişkiyi incelemektir. Gereç ve Yöntemler: Bu çalışma, 1 Nisan-1 Mayıs 2021 tarihleri arasında 3. basamak bir hastanede hekim, sağlık çalışanı ve yakınları arasında yapılan ankete dayanmaktadır. Bulgular: Çalışmaya 401 (%51,5) erkek ve 377 (%48,5) kadın olmak üzere toplam 778 birey dâhil edildi. Tüm katılımcıların 394’ünde (%50,6) ağız kokusu mevcuttu. Ağız kokusu erkeklerde kadınlara göre istatistiksel olarak daha yüksekti (225’e karşı 169, p=0,002). Ağız kokusu süresi sadece hastalık sayısı ile değil, maske kullanmaya başladıktan sonra ağız kokusu şikâyetindeki değişiklik ile de istatistiksel olarak ilişkiliydi (sırasıyla p=0,006 ve p<0,001). Kullanılan maske tipi ile maske değiştirme sıklığı arasında güçlü bir ilişki vardı (p=0,009). Diş fırçalama sıklığı ile maske kullanımı sonrası maske değiştirme veya ağız kokusu şikâyetinin başlama/ artma sıklığı arasında güçlü bir ilişki vardı (her ikisi için p=0,002). Sonuç: Çalışmamız, COVID-19 pandemisinin ağız kokusu farkındalığı üzerinde büyük etkisi olduğunu göstermektedir. Aynı zamanda, bireylerin yaşam tarzı değişikliklerine de neden olmuştur. Maske kullanmaya başladıktan sonra oluşan ağız kokusunun yaşam kalitesine etkisini saptamak için daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır.