Objective: Today, the preferred surgical technique in the treatment of otosclerosis is stapedotomy. While many techniques are used to create a small window at the footplate of stapes, there is no consensus on the best technique. Our study aims to investigate the effect of microdrill and manual perforator on bone conduction hearing thresholds. Material and Methods: The patients who underwent stapedotomy in our clinic were compared retrospectively dividing into 2 groups as those with a manual perforator (Group I) and a microdrill (Group II). The difference between the bone conduction thresholds at 500 Hz, 1000 Hz, 2000 Hz, 4000 Hz, and 8000 Hz from the preoperative and postoperative pure tone audiometry tests were recorded, and the 2 groups were compared for each frequency separately. Results: There were 34 in Group I and 18 patients in Group II. There was no statistically significant difference between the groups in terms of gender, age, demographic data and preoperative bone conduction hearing thresholds. The groups were compared separately for each frequency in terms of the mean difference between preoperative and postoperative bone conduction thresholds, and no statistically significant difference was found between the groups at any frequency. Conclusion: The data obtained from our study shows that both the manual perforator and the microdrill are safe methods that can be used in the sole perforation of the stapedotomy operation. We believe that more studies are needed to compare the differences between the 2 techniques.

Amaç: Günümüzde otosklerozun cerrahi tedavisinde tercih edilen cerrahi teknik stapedotomidir. Stapes tabanında küçük bir pencere oluşturmak için kullanılan birçok teknik bulunmakla birlikte, en iyi teknik hakkında bir görüş birliği henüz yoktur. Çalışmamızın amacı, mikrodrill ve manuel perforatörün kemik yolu işitme eşikleri üzerine etkisini araştırmaktır. Gereç ve Yöntemler: Kliniğimizde stapedotomi yapılan hastaların dosyaları retrospektif olarak incelendi. Hastalar, taban perforasyonu manuel perforatör ile yapılanlar (Grup I) ile mikrodrill ile yapılanlar (Grup II) olarak 2 gruba ayrıldı. Hastaların preoperatif ve postoperatif saf ses odyometri testlerinden 500 Hz, 1000 Hz, 2000 Hz, 4000 Hz ve 8000 Hz’deki kemik yolu eşikleri ve aradaki fark hesaplanarak kayıt altına alındı ve 2 grup her frekans için ayrı ayrı karşılaştırıldı. Bulgular: Grup I’de 34 hasta, Grup II’de ise 18 hasta vardı. Gruplar arasında cinsiyet, yaş, demografik veriler ve preoperatif kemik yolu işitme eşikleri açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark tespit edilmedi. Grupların her frekans için ayrı olarak preoperatif ve postoperatif kemik yolu eşikleri arasındaki ortalama fark karşılaştırıldı ve hiçbir frekansta gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark tespit edilmedi. Sonuç: Çalışmamızdan elde edilen veriler, stapedotomi operasyonunda hem manuel perforatör hem de mikrodrillin taban perforasyonunda kullanılabilecek güvenli yöntemler olduğunu göstermektedir. İki teknik arasındaki farkları karşılaştırmak için daha fazla çalışmaya ihtiyaç olduğuna inanıyoruz.